GECİKMİŞ BİR VEFA YAZISI

GECİKMİŞ BİR VEFA YAZISI

Bu yazı, gecikmiş bir vefa yazısıdır,

Bir dostun bir dosta: “ İyi ki her daim hayatımın bir köşesinde hep var olmuşsun” yazısı.

Birlikte büyümüş, aynı tabaktan yemek yemiş,

Günü gelmiş bir tek dal sigarayı paylaşmış,

Yok zamanlarında gençliğin, 10 lirayı bile 5’er 5’er bölüşmüş,

Kardeşlik hukuku ne ki, kardeşten öte bir davaya inanmış iki gönüldaştan birinin diğerine:

“İyi ki benim gardaşımsın” yazısı bu.

Ki dostlarım bilir ki ben soycu bir adam sayılabilmekle birlikte etnik yakınlığı, aşiret yada karabet bağını değil öne çıkarmak ciddiye bile almayanlardanım.

Yol yada dava arkadaşlığını hatta kardeşlik bağından bile önde tutanlardanım.

Benim gibi düşünmeyen birine akraba diye sarılmışlığım yoktur bu yüzden.

Yıllardır selam vermediğim akrabam çoktur mesela…

Adam niyetine saymadığım bile vardır ya, sıfır kan bağına rağmen adamlığından ve yol arkadaşlığından ötürü kardeşten üstün tuttuklarım, şu gurbet denen viranda, annemi ve babamı özlediğim gibi özlediklerim, gözümde duman duman tütenlerim çoktur.

Taner Söylemez her ikisidir bu saydıklarımın.

Hem kardeştir bana hem de yol arkadaşıdır.

Belki tuhaf gelecek ama, her daim kendisine ekmeğimi ve yüreğimi borçlu hissettiğimin emanetidir:

Dedemin oğludur, yürek yarımdır.

Bu sebepten emmoğlum, bunu bir seçim yazısı, memleketimin bir kısım gazetecilerinin “ Ne koparabilirim?” yazısı gibi okuma.

Yanında olmayan bütün sevdiklerinin özlemlerini topla yüreğinde,

Kuşandığınız imanı birlikte taşırken yasaklı caddelere, yanındakine duyduğun güveni kuşan,

Sonra aynaya bak.

O güveni, o kararı görüyorsan yüzünde bu yazıyı öyle oku.

Ama ben, sen okusan da okumasan da bu yazıyı yazmalıyım:

Yazmasam ben ne hissederim sonra, yada o ne kaybeder?

Benim yazmamın olumlu yada olumsuz çarpanı nedir?

Onun için HİÇ.

Ama benim için HEP:

Yazmazsam içimde bir ince sızı bu günden sonra her gün,

Bu günden sonra her vakit dolanır durur yüreğimin her yanını.

Ben hakkı verilmemiş bir kardeşliğin,

Kanına girilmiş bir yol arkadaşlığının müsebbibi olur,

Ben kenara köşeye sinmiş bir korkaklık duygusuyla yana kıvrana giderim bu dünyadan.

Ama o bir şey kaybetmez.

Kendimi bildim bileli tanırım Taner’i.

Dedemin oğlu çünkü,

Üstelik üç yaş küçük benden.

Aynı evde, aynı mürşidin (dedemin) dizinin dibinde büyüdük.

Siz dedemi bilir misiniz?

Adamlık Kaf dağıysa, dedem onun zirvesinde ufku seyreden adamdır bir başına.

Eğer mümkün olsaydı da Hicret günü insanların en güzelinin yanına, Ebubekir’in dışında bütün zamanlardan seçebileceğimiz, iki insan yerleştirileilseydi, o Sıddıklardan biri muhakkak dedem olurdu.

Taner öyle bir eli tuttuğu için ve tuttuğu elin değerini bilip O’na nankörlük etmediği için güzeldir.

Kaldı ki yakışıklı da adam.

Kırk yıldır görüyorsunuz işte caddelerinizde yelelerini savurarak dolaşan yiğidi.

Küçükken de yakışıklıydı ama.

Evin en güzel çocuğuydu.

O zamanda böyle kostak yürürdü.

Vakurdu, yürekliydi.

O zamanda sevmezdi haksızlığı.

Hesapsızdı.

Hâlâ da öyle.

Eğer düştü iseniz ve göz hizanızda, sizi kaldırmak için uzanmış bir el görürseniz, kafanızı kaldırıp bakın,

Yüzüne dökülen uzun saçını diğer eliyle geriye iten, kemikli, zayıf ve mütebessim bir yüz göreceksiniz:

Taner’in yüzüdür o.

“E hadi da. Daha yürüyecek çok yolun var” diyecektir sigarasının dumanını üflerken göğe.

Kalk ve yürü.

Yürümekten korkma.

Sana görünmese de düştüğünde yine yanı başında bitecektir,

Kendimden biliyorum.

Kendimin dışında birçok kişiden biliyorum.

“Taner aday oldu” dediklerinde önce inanmadığım onu bu denli tanıyışımdan,

Ama işte hesapsızlığını bildiğimden acaba dediğim de.

“La, dedim içimden, bizim dayı da mı uydu dünyaya?”

Keşke ya içimle konuşmasaydım yada arayıp: “Ne iş?” diye sormasaydım.

“ Bu çamur bizim abi, sizin değil!” diye bizi tan eyleyen dedemin oğlu yapmış yine yapacağını.

Hatırla Ağrı’da yaşayan Ağrılı:

“Bu kar kışta heder olan,

Erzurum yolunda ölen biziz,

Ayrıştırılmak istenen, aynı caddede yürüdüğü halde birbirine düşman edilmek istenen,

Kıran, kırılan biziz.

Sırf Ağrı’da yaşadığımız için, metropollere, Başkent’e uzak olduğumuz için, adamdan sayılmayan biziz!” diyen sen değil miydin?

“ Bu memleketi bu şehrin çamurunu çiğneyen tozunu yutan, buzunda kayıp düşen yönetsin.” diye Ankara’ya telgraflar çeken, telefonlar açan sen değil miydin?

“Yolda görse bizi tanımayacak adamlar, ya Ankara’nın ya dağın isteğiyle gelip 5 sene eğleniyor, sonra dağ olan derdimiziz üstüne bir dağ daha ekleyip bir daha dönmemek üzere çekip gidiyorlar.” diye isyan eden kimdi?

Bakma sen, yağlı kemiği görünce çark ettiklerine birilerinin.

Kendisi için değil Vallahi, senin sözün yere düşmesin diye meydana çıkmıştır Taner.

Sen değerli olduğundan onun gözünde, başka yerlerde de kıymetli ol diye,

Senin şu düşmüş yüzünde yeniden umut ışığı olsun,

Sen yine gülebil diye.

Sen şu kanıksadığın çaresizliğinden sıyrıl, “Acaba???” yada “Hadi be!!!” diyebil diye düşmüştür yola.

Sokaklarda fellik fellik dolaşan seçim otobüsleri,

Bir kanaldan diğerine koşturacak parası yoktur Taner’in.

Bir yüreği vardır size adadığı bir de kendisine şah damarından daha yakın Allah’ı vardır.

Biliyorum, sen, senin için yananın yanında olmadın hiç.

Ya gücün yanında yer tuttun ya şöhretin.

Seçersin seçmezsin, senin bileceğin iş.

Ama emeğine saygı duy dedemin oğlunun.

Senin için yollara düşen yüreğine hürmet et.

Gözünün bebeğine yaş düşürme.

Benim bedduam bir yana,

Gök ehlinin zoruna gider,

Gayretullah’a dokunur.

Benim tuzum kuru nasılsa,

Taner’e de bir şey olmaz.

Yine olan sana olur.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Genç 04
Genç 04 - 5 yıl Önce

Ağrının genci ağrının sevdalısı demeyeceğim çünkü ağrı bizim evrenimiz o yüzdendir ki sevdasiz yaşanmıyor ve ne güzel ki Taner söylemez gibi a, b , c bir tarafa bırakarak omurilikliligiyle duruyor tam karşımızda ve kibirsiz , egosuz hemde

İsmet TURAN
İsmet TURAN - 5 yıl Önce

Taner için söylediklerin az bile haydi Ağrı yigidine sahip çık.

Ali ALPTEKİN
Ali ALPTEKİN - 5 yıl Önce

Hayatımda gök ehli kadar absürt bir kavram görmedim, ve duymadimda

Yağdanlık
Yağdanlık - 5 yıl Önce

Kurdun kürde zülmü

Mahmut OĞUZ
Mahmut OĞUZ - 5 yıl Önce

Şimdi Ağrı'ya sahip cikmazsak 5 yıl sonrası, sahip çıkma isteğimiz olmayacak.

Gültekin Çavuşoğlu
Gültekin Çavuşoğlu - 5 yıl Önce

Okuyup ta duygulanmamak mümkün değil..ahde vefanın en güzel örneği..kaleminize yüŕeğinize sağlık..Allah Taner kardeşimin yardımcısı olsun..seçimler bir maratondur..inşAllah kazanır ,olmazise önümüzdeki Milletvekili seçimlerinde kazanır..önemli olan isimlerin hafızalara yazılmasıdır..!