BİR YILI DAHA TÜKETTİK! BİR YIL DAHA TÜKENDİK!

Hâsılı kelam kalan ömrümüzden koca bir yılı daha tükettik. Ve maalesef birbirimize karşı saygı yerine öfkeyi, adalet yerine şiddeti, merhamet yerine acımasızlığı kullandığımız için bir yıl daha tükendik.

BİR YILI DAHA TÜKETTİK! BİR YIL DAHA TÜKENDİK!

Evet, koca bir yıl daha eksildi sınırlı ve sayılı ömür sermayemizden. Yani bir yıl daha tükendik. Ve her birimiz, dünya hayatında yaptıklarıyla yüzleşeceği, hesap günü olan ahirete doğru yolculuğun bitiş noktasına biraz daha yaklaştık. Eminim ki bu yıl da yaptığımız birçok hesap tutmadı ve kimi işler düşündüğümüz gibi sonuçlanmadı.

Kurduğumuz güzel hayallere ulaşmak için, yaptığımız onca kusursuz planların birçoğu yine tutmadı. Kendimizi paralarcasına peşinden koşuşturduğumuz hedeflerimizi gerçekleştirmek için, yine bir yıl yetmedi. Birçoğumuzun uğruna kimi zaman ailesini ve dostlarını, sağlık ve sıhhatini, hatta ibadetlerini dahi ihmal ettiği hesapların çoğu bir kez daha istediği gibi sonuçlanmadı.

Belki de o kadar emek ve zaman harcayıp, büyük umutla beklediğimiz birçok işin sonunda, boşa kürek salladığımızı anlamış olduk. Bu durumda yaşadığımız her pişmanlığın, bizlerde derin bir muhasebe bilinci oluşturması gerektirdiği aşikârdır. Ancak bizler, ömür sermayemizin kıymetini bilmeyip her anımızla imtihan edildiğimizi unutuyor ve geri gelmesi mümkün olmayan zamanı hoyratça harcamaya devam ediyoruz.

Garip ama ömrümüzden eksilen koca bir seneyi kâr veya zararla mı geçirdik diye muhasebe yapacağımıza bir yılı daha tüketmiş olmayı sevinç çığlıklarıyla kutladık? Oysa geçen her an, her saat, her gün ve her sene ömür defterimizden kopan birer sayfadır. O halde, gelin geçirdiğimiz bir yılın küçük bir muhasebesini birlikte yapalım;

Maalesef geçen yıl da birçok masum kadın, çocuk ve yaşlının katledildiğine… Duyarsızlığımızdan cesaret alan barbar Emperyalistler ile Siyonist vahşilerin coğrafyaları işgal ve imha ettiğine… Zulüm ve katliamlar yüzünden evlerini terk edip göçe zorlanan ailelerin kat kat arttığına… Açlık, susuzluk ve hastalık yüzünden, ölen insanların sayısında büyük bir artış olduğuna şahit olduk.

Hedef gözetmeksizin mazlumların üzerine kimyasal silah, varil ve misket bombaları yağdırılmaya devam edildiğine... Öldürülen Avrupalı olunca Dünyanın ayağa kalkıp tepki verdiğine ancak Ortadoğulu olduğunda sözde en demokratların üç maymunu oynadığına… Çağın Firavun ve Nemrutlarının demokrasi ve özgürlük yalanıyla birçok toplu katliamlar yaptığına şahit olduk.

Geçen yıl da insanlar, birbirine adaletsiz ve merhametsiz davranma konusunda hiç tereddüt göstermediler. Birçok kişi rakip/öteki gördüğü kişileri insafsızca eleştirmek, ahlaksızca yaftalamak ve hakkı tanımamak için elinden gelen gayreti esirgemedi. Kafatasçı ırkçılar, farklı düşünceye tahammül etmeyen bağnazlar ile yabancı karşıtlığı üzerinden İslam düşmanlığı yapan azgınların sesi hep yükseldi. İdeoloji, ikon ve idol istismarcıları en rahat ve en pervasız dönemlerini yaşadı.

Adam kayırma, menfaatçilik, emanetin ehline verilmemesi ve kirli ilişkiler geçen yıl yine tavan yaptı. Kin, haset ve saygısızlık ile aile içi şiddet ve toplumsal güvensizlik hız kesmeden devam etti. Arsızlar, ahlaksızlar, tefeciler ve kara para aklayanların sayısında büyük bir artış yaşandı. İnsafsız stokçular, karaborsacı tüccarlar ile piyasa kalpazanlarının ciroları geçen yıl da katlanarak arttı.

Geçtiğimiz yılda hırsızların insanları dolandırmak için yepyeni yöntemler bulduğuna… Gelir adaletsizliğinin ve yoksulluğun daha çok arttığına… Lüks ve şatafat içinde yüzenlerin ihtiyaç sahiplerine bol bol şükretmeyi tavsiye ettiklerine… Rezillik ve entrika dolu diziler ile gündüz kuşağı programlarında işlenen ahlaksızlıklar yüzünden toplumsal çürümenin hızlandığına şahit olduk.

Hâsılı kelam kalan ömrümüzden koca bir yılı daha tükettik. Ve maalesef birbirimize karşı saygı yerine öfkeyi, adalet yerine şiddeti, merhamet yerine acımasızlığı kullandığımız için bir yıl daha tükendik.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER