Bir üniversitede yaşanan gelişmeler kamuoyunu sarsacak türden. Rektör Prof. Dr. Ekrem Gürel hakkında ortaya atılan iddialar, akademik özgürlüğe ve insan haklarına ağır darbe vurulduğunu gözler önüne seriyor.
Rektör Gürel’in, Milletvekili Cantürk Alagöz ve Sinan Oğan’ın siyasi etkisiyle hareket ettiği öne sürülürken, çok sayıda akademik ve idari personelin hiçbir somut gerekçeye dayanmayan disiplin soruşturmalarıyla hedef alındığı iddia ediliyor. Personelin keyfi gerekçelerle cezalandırıldığı ve kurumdaki huzurun sistemli bir şekilde yok edildiği öne sürüldü.
En çarpıcı iddia ise, etnik ve mezhepsel ayrımcılık!
İddiaya göre Rektörlük, Sünni ve Ağrı kökenli personeli sistematik olarak dışlıyor. Görevden uzaklaştırmalar ve baskılar, sadece bireysel hak ihlalleriyle sınırlı kalmadı; kurumsal bir kriz hâline dönüştü.
Adını vermek istemeyen akademisyenler yaşadıkları süreci şöyle aktardı:
“Artık eğitim ortamı kalmadı. Kurum içi güven yok oldu. İnsan onuru ayaklar altına alındı. Psikolojik olarak çökmüş durumdayız. Hakkımızı arayamıyor, sesimizi çıkaramıyoruz. Bu bir cadı avı. Bu bir tasfiye süreci. Bu üniversite, baskı rejiminin merkezine dönüştü.”
Akademik çevreler, bu gelişmelerin ülke genelindeki üniversiteleri tehdit eden daha büyük bir sorunun parçası olabileceği uyarısında bulunuyor. Eğitim sendikaları ve insan hakları örgütleri ise, iddialarla ilgili kapsamlı ve bağımsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.
Iğdırda çalışıpta bu şikayette bulunmayan tek kişi bile yoktur.mağlesef bu durum ığdırda çok yaygın bir sorun.