ANLAM VEREMEMEKTEYİM!

Ölümün bize nefesimiz kadar yakın olduğuna inanmakta direnirken, anlamsız geleneklerin duygularımızı dondurtarak içimizdeki karanlık yanlışlarla yok olmamızı hazırlayan davranışlardan kaçınmayı beceremeyişimize anlam verememekteyim…
Düz ovada pervasızca bağırıp nara atmanın kolay olduğunu bilmemize rağmen, yokuşta yük taşımanın bedel ödemek olduğunu asla kabul etmeyişimize anlam verememekteyim…
Dünyanın gıda bakımından kendi kendine yeten 10 ülkesinden biri olma şansımız varken, bunu kullanarak coşkularımızı birliktelik sıcaklığıyla buluşturmayı bir türlü beceremeyişimize anlam verememekteyim…
Toplum olarak yalnızca içimizdeki şiddetin en katı tarafına dokunmayı kolaylıkla becerebilirken, içimizdeki çocuk yanımıza, güzelliklere, duygu yüklü sıcacık yaşama heyecanlarımıza dokunamamaya anlam verememekteyim…
Mutluluğun avuçlarımızda saklı olan bir değer olduğuna bir türlü inanmasını beceremezken, öfkenin sıra dağlara tırmanmak kadar zor olduğunu bile bile tırmanmaktan kaçınmamaya, direnmeye bir türlü anlam verememekteyim…
Anlamsız, katı, önyargılardan uzaklaşarak, insanların yüreklerinde biriktirdikleri insancıl yanlarına bakabilmeyi öğrenemeyişimize bir türlü anlayamamaktayım.
Kendimiz olmak uğruna bedenimizle ruhumuz arasında akıl köprüsü oluşturmak yerine, başkalarına mutlu gözükebilme mücadelesinin anlamsızlığı yarışında kayboluşumuza anlam verememekteyim…
Adrenalimizin azaldığı, yaşama sıkıntılarımızın arttığı, umutlarımızın tükendiği, kendimizi değersiz görmeye başladığımız anlarda mantığımıza başvurarak yaşamı kolaylaştırmanın yerine duygularımızın daracık köşesinde sıkışarak acı çekmeye inat edişimize anlam verememekteyim.
“ Bir elin nesi var iki elin sesi var” atasözünde olduğu gibi kendi aklımızı kullanırken başkalarının aklını da kullanabilmek varken, neden başkalarına danışmaktan kaçınmayı ilke edindiğimize anlam verememekteyim…
"Biz dünyaya anlaşılmak için değil anlamak için geldik, anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsaydık hayat ne kadar güzel olurdu." Renan’ın sözlerinde ki gibi kendimizi anlaşılır kılma yarışından uyanarak, başkalarını anlamaya çalışma çabasına girememeye anlam verememekteyim.
İçimizde çırpınmaya hazır kanatların uçuşuna izin vermek yerine, kanatların kırılmasına inatla seyirci kalışımıza anlam verememekteyim.
„Swette Marden diyorki; İnsanoğlunun içinde uyuyan güçler vardır kendisi bile şaşırır. çünkü bu güçlere sahip olduğu aklından bile geçmez. bu güçleri uyandırıp eyleme geçebilirse, o kişinin hayatında büyük bir devrim olurdu. “
İçimizdeki dop dolu yaşam fışkıran güce dokunabilecek yarınlarımızın çok olabileceği anlar dileği ile…
[email protected]

YORUM EKLE
YORUMLAR
Metin Çelebi
Metin Çelebi - 3 yıl Önce

Sevgili admin taner bey hocamız artık profesör zahmet olmasa artık ünvanını doçent değilde profesör olarak yazalım.Teşekkür eder işinizde başarılar dilerim.

pablo
pablo - 1 yıl Önce

great article

Ali sçdursun
Ali sçdursun - 10 ay Önce

5-6 yıllık yazıyı kaldırmadığın gibi adaman prof oldu yakında rektör olacak sen onu bile güncelemedin sonra habercıyım diye iş yapıyon.

metn
metn - 7 ay Önce

güzel yazı.