NEDİR BU UZAY DEDİĞİMİZ ŞEY?

Barış Ülker son yazısında Uzay'ı kaleme aldı

NEDİR BU UZAY DEDİĞİMİZ ŞEY?

Bugünlerde ülkemizde sıkça kullanılan bir kavram oldu uzay. Türkiye'nin uzaya çıkacağına dair birçok açıklama yapıldı. Dolayısıyla insanlar birbirlerine bir kez daha sorar oldu uzayın ne olduğunu. Peki nedir bu uzay dediğimiz şey?

Başımızı çeviriz gökyüzüne ve irili ufaklı ışıldayan yüzlerce cisme dikeriz gözlerimizi. Ama birçoğumuz üzerinde durmadan dünyaya bakmaya devam ederiz. Dünya dediğimiz şey ise en az 200 milyar galaksiden biri olan Samanyolu Galaksisi'nin içinde bulunan 200 milyar yıldızdan sadece biri olan Güneş denilen küçük bir yıldızın 4 kayaç gezegeninden biri sadece. Bakınca bir zerre bile değiliz aslında. Yani gök biliminin şimdiye kadar tespit edebildiği 200 milyar × 200 milyar yıldızından yalnızca birinin yörüngesinde dönen küçücük bir parçasıyız. İşte rakamlar böylesine aklın alamayacağı kadar büyük. Düşünün ki bize en yakın yıldıza uzaklığımız 4 ışık yılı yani 40 trilyon kilometre. Bu 40 trilyon kilometre dediğimiz uzaklık evren için bir iğne ucu bile değil. Örneğin saatte 1.000 kilometre hızla giden bir uçağa binsek, komşu yıldıza 4 buçuk milyon yıl sonra gideriz anca. Peki bu 200 milyar tane 200 milyar yıldızın kaç tane gezegeni vardır? Onu varın siz hesaplayın! Öte yandan, öyle yıldızlar da var ki güneşten binlerce ve hatta milyonlarca kat daha büyük. Ve yine adına nötron yıldızı, beyaz cüce ve kara delik gibi cisimler de var ki bir iğne ucu kadar alanı binlerce ton ağırlığında. İnsanlığın şu an geldiği algı seviyesi tüm bunları akledebilecek seviyede değil şüphesiz.

Şimdi asıl soru şu: Nedir bu evren dediğimiz şey? Bilim "Büyük Patlama" denilen bir teoriyi 20. yüzyılda ortaya attı. Bu teoriye göre, evren bütünüyle bir yokluk ortamından sebebi anlaşılamayan bir enerjinin ortaya çıkıp yayılmasıyla başladı. Sonra bu enerji kısmen maddeye dönüşerek milyarlarca yıl sonra bugünkü hale geldi. Daha basit bir anlatımla bilimin dediği şey şu: Ortada hiçbir şey yokken çok küçük boyutlara sıkışmış devasa bir enerji ortaya çıktı. Bu öylesine sıkışmış bir enerjiydi ki enerji madde denkliğine uygun olarak tüm bu kocaman cisimleri oluşturdu. Bu teori artık bilim dünyasında bir kanun gibi görülmekte. Fakat bilim dünyası enerjinin nereden ve niçin geldiğini anlatmakta tamamen sessiz. Fizikte bir maddenin yokluktan gelemeyeceğini onlardan iyi bilen tabi ki yok ama ortaya koyabilecekleri tutarlı bir sebep bulamadıkları için Büyük Patlama'nın öncesine pek kafa yormuyorlar. Ortaya çıkan bu boşluğu doldurmak yine felsefeye ve teolojiye kalıyor. Aslında bilim de yetersizliğini şimdilik kabul etmiş durumda. Fakat düşünce hiçbir zaman yetersizliği kabul etmediği için buna hep kafa yoruyor. Bu kapsamda düşüncenin karşısına iki ihtimal çıkıyor. Bunlardan biri Büyük Patlama eğer gerçekse ortaya çıkan enerjinin yokluktan gelemeyeceği açıktır. Başka bir ifadeyle, şayet madde yokluktan gelmişse bilimin temel ilkesi olan nedensellik ilkesi ortadan kalkar ki bilim kendisini de yok etmiş olur. Dolayısıyla hal böyleyken, teoloji devreye girer ve bu enerjinin bir yaratıcı tarafından verildiği fikri tekrar gündeme gelir. İkinci ihtimale göre ise aslında Büyük Patlama sonucu ortaya çıkan enerji önceki evrenin kalıntılarının sonucudur. Önceki evren formunu yitirerek tüm maddesini tek bir noktaya yığmış ve sonunda iyice sıkıştığı için patlayarak içinde bulunduğumuz evreni ortaya çıkarmıştır. Bu olasılık gerçek bile olsa önceki evrenin de aynı sebepten ortaya çıktığı gerçeği söz konusu olur. Bu da daha önceki evrenin de bir başka evrenin kalıntılarından meydana geldiğini gösterir ki bizi geriye doğru bir öncesizliğe ve çıkmaza götürür.

İşte tüm bunlar böylesine bir kafa karışıklığı çıkarır karşımıza. Çünkü daha bizler yanı başımızdaki gezegene bile gidememişsek bu soruların cevabını bulmak için belki de binlerce yılın geçmesi gerekir. Şimdilik anlamamız gereken temel çıkarım şu ki, bizler yerle gök arasında temsili bir zerreyiz ve bundan ötürü kibre düşmeden haddimizi bilmeliyiz.

Tevazunuz eksik olmasın sevgili insanlık...

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER