Kategoriler

Ağrı04Haber

SABIR OTU VE SUSKUNLUK ŞERBETİ TAVSİYE EDİYORUM(!)

SABIR OTU VE SUSKUNLUK ŞERBETİ TAVSİYE EDİYORUM(!)

Ne demişti Neyzen Tevfik: "Gece gündüz yok olur, an-ı dem Adem de geçer." Yok merak etmeyin, şiir muhabbeti yapacak değilim. Hemen öfleyip pöfleyenler olduğunu hissettim zira(!) Ne de olsa karın doyurmaz edebiyat - felsefe falan, öyle ya! O vakit biz de karın doyurucu şeylere geçelim. Nedir karın doyuracak şeyler? Tabi ki sabretmek ve susmak. Şöyle akşamdan canınız bol etli sulu bir yemek çektiyse yahut hastaysanız ve bir an evvel sıhhat bulmak istiyorsanız eğer, sabah kalkar kalkmaz bir tutam sabır otunu bir bardak suskunluk şerbetiyle atın ağzınıza. O insanı epey rahatlatır. Aman diyeyim, 'Sabır otu' ya da 'Agave' isminde gerçekten bir bitki var, onu kastetmiyorum! Kastettiğim bildiğimiz sabretmek. Ben 40 yaşındayım ve yarı ömrümü bunları kullanarak geçirdim. Bolca ağrı kesici de almam kaydıyla, şeytan kulağına kurşun turp gibiyim(!) Zaten milli bir yemeğimizdir bu bizim. Hele hele ömrünün sonuna kadar sadece bunlarla beslenenlerimiz olmuştur ki, onların yanında bizlerin esamesi bile okunmaz.

Ha bu arada kendine vazife çıkarmaya çalışanlara baştan diyeyim; yukarıda geçen "an-ı dem Adem de geçer" ifadesi kötü bir şey değil haa! Yani öyle kutsallara kem söz falan yok orada. Sağda solda böyle şeyleri savunacak enerjim yok. Zati mukaddes olarak kabul edilen şeylere hakaret kadar ahmakça başka ne vardır ki? Kısaca dem kelimesi, karın doyurmayan edebiyatımızda birçok anlamda kullanılır. Neyzen burada "çağ, zaman" manalarında kullanmıştır dem kelimesini. Yani insanlık hayatının bir gün biteceğini ifade eder. Her sözün şerhini yapmak icap eder bundan kelli. Neyse, ne diyorduk en son?

Öyle ya umut diyorduk, direnebilmek diyorduk, yaşamak diyorduk… Diyorduk demesine de "gel de sabret kolaysa" diyenlerin sesi de kulağıma geliyor. Fakat kimse merak buyurmasın; böyle gelmiş amma böyle gitmez. Nasıl gider peki? Tabi ki daha da kötü gider(!) Dünyayı bekleyen çoook büyük sürprizler var daha. Hem dedik ya bizler talimliyiz sabretmeye. Bir defa bu topraklardan dünyaya gelirken kucağımızda bulduğumuz ilk şeydir direnmek. Ajitasyon peşinde değilim. Açıkçası umurumda da değil artık. Ama düşünsenize nelere direnmedik ki? Yoksulluğa direndik; o yoksullukta bitmeyen yollarda ölmeye direndik; ona buna kulluğa direndik; asker postallarına / devlet görünümlü devlet bilmezlere direndik; aşımıza, lokmamıza el ovuşturanlara direndik. Yetmedi, sevdalarımızda direndik; ölümlere ve ölüm gibi ayrılıklara direndik. Ha babam direndikçe direndik!

Peki sonuç ne oldu? Eh yaşamaksa yaşadık işte! Umarım direnmeye takatimiz kalmıştır. Çünkü daha çok zor günler açmış o güzel merhametsiz kollarını bizleri beklemekte!!!

E bir de kendi dizelerimden bir ekleme yapayım da tam olsun bari:

"Sade yüreğin kadar degil;

etin kadar, kemiğin kadar direnebilmektir yaşamak."

Kalın sefa ile...

Yorumlar

Daha Fazla Haber
AĞRI
2217 Kez Görüntülendi.
Ağrı Belediye Başkan Yardımcıları Belirlendi
AĞRI
212 Kez Görüntülendi.
Ağrı Jandarma Kararlı ''Uyuşturucuya Geçit Yok''
AĞRI
347 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da Avrupa Standartlarında İngilizce Eğitimi Başladı!
AĞRI
2480 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da Mahsur Kalan 2 Çocuk Kurtarıldı
AĞRI
3271 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da 3 Kişiyi Öldürmeye Teşebbüs Etmişti ,Yakalandı
AĞRI
3996 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da devrilen aracın sürücüsü hayatını kaybetti
AĞRI
1592 Kez Görüntülendi.
Resmi Gazetede Yayımlandı ''Ağrılı İsme İstiklal Madalyası Verilecek''
AĞRI
4181 Kez Görüntülendi.
Hazal Aras Temizlik Seferberliğinin Startını Verdi
AĞRI
3649 Kez Görüntülendi.
Kazada Ağır Yaralanan Ağrılı Genç Hayatını Kaybetti
AĞRI
2842 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da işkenceci İmam Gözaltına Alındı