Çağımızın insana insanlığa ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Kötülerin ve kötülüğün hayata müdahale ettiği, hayatı yönlendirdiği ve yönettiği bir çağdayız.
İnsan olduğunun bilincinde olan bizleri tedirgin eden olaylarla karşı karşıyayız.
İnsanlık hiçbir zaman bu kadar başı boş,
bu kadar yozlaşmış, bu kadar kötülüklere açık hale gelmemişti.
Kendi türüne bu kadar düşman, acımasız, merhametsiz dönem görülmedi.
Kötüler bilinçli, sistematik, planlı bir şekilde hareket ediyor.
Özellikle gençlere yönelik çalışmalar yapıyorlar.
Bilinçli bir şekilde gençliği, kötüye en kötüye teşvik ediyor ve bunu iyi bir şeymiş gibi gençliğimize ve dünya gençliğine allayıp pullayarak satıyor onları avutarak, aldatarak bu alana çekiyorlar.
Hedef aldıkları kitleleri, gençleri, yaşlıları ve özellikle genç kızları ve genç erkekleri zevki sefaya, hayatlarını üretmeden sadece tüketerek kapitalizmin birer kölesi haline getiriyorlar.
Ömür denen sermayeyi fütursuzca amaçsızca gayesizce harcamayı öğretiyorlar.
İnsanları üretmeye değil sürekli tüketmeye teşvik ediyorlar.
Vicdansız merhametsiz amaçsız gayesiz bir insanlık meydana getirmek istiyorlar.
Peki bütün insanlık buna meyilli mi?
Elbette ki hayır!!
Bizim gibi sağ duyulu ve bir gaye içerisinde yaşamayı hedefleyen insanlar da var elbette.
Şöyle bir tezatta var tabiki…
Bizler de azınlıkta kaldık, üretken olmayan onların döngüsü içerisinde debelenip duran birer bireylere dönüştük.
Artık oyun kurucu kötüler ve kötülüğü yaşam tarzı edinenler. İyiler kabuğuna çekilmiş kendi dünyalarında ve gidişata müdahale edemez hale gelmişler.
Eskiden bir ahlak bir edep bir nezaket vardı.
Şimdilerde bütün kötülükler bütün ahlaksızlıklar ayan beyan bir şekilde işlenmekte.
Bundan herkes hepimiz sorumluyuz ve muzdaribiz elbette.
Kendimize bir konfor alanı yaratıp o konfor alanı dışına çıkmadan orada bir hayat tanzim etmeye başladık etrafımızda neler olup bitiyor haberimiz yok.
Peki bizim üzerimize düşen görev ne biz ne yapmalıyız ne tavsiye edersiniz.
Bir kardeşiniz bir abiniz bir arkadaşınız,
ve sizden biri olarak sizlere naçizane tavsiyem şudur..
Hayat denen bu sermayeyi boşa harcamayalım.
Bol bol okuyalım, araştıralım.
Güzel şeyler öğrenip, hayatımıza güzel şeyler katalım.
Kötülere ve kötülüklere asla geçit vermeyelim.
İçimizde, zihnimizde iyiliklere yer verip, iyi şeylere zaman harcayalım.
Hayata anlam katacak, içinde bulunduğumuz çevreyi, toplumu refaha huzura kavuşturacak olgular peşinde koşalım.
Hiç bir şey yapamıyorsak bile yerdeki bir çöpü alıp çöpe atalım, çevremizi temiz tutalım.
Elbette eğlenmeye, dinlenmeye zaman ayıralım.
Fakat önce emek edip, gayret gösterip güzel şeyler inşa edelim.
Konfor alanımız dışına çıkıp gayret gösterip ulaşmamız gereken muassır medeniyyetler
seviyesine ulaştıktan sonra.
Hepinize sağlıklı, anlamlı, güzel bir hayat yaşamanızı temenni ediyorum.
Başka bir konu ve yazıda buluşmak üzere..
Hoşçakalın..