İşini hakkaniyetle yapan insaf ve vicdan sahiplerini tenzih ederiz. Ancak elimizi vicdanımıza koyalım ekonomik ve sosyal koşullar bakımından ülkenin son sıralarındaki bir şehirde ev kiralarının 10 ile 25 bin TL. Bandında iş yeri kiralarının bu kadar uçuk olması anlaşılır bir şey mi? Evet, hepimiz de kabul ediyoruz ki ülkede bir ekonomik kriz var. Uygulanan yanlış mali politikaların, israfın ve yolsuzluğun oluşturduğu ağır maliyetler birçok dengesizliğe zemin oluşturuyor. Peki, ya vatandaş olarak bizlerin yaptığı veya sebep olduğu sorunlara ne demeli?
Örneğin mülk sahiplerinin evlerini kiraya verecekleri zaman fiyattan önce kiralayacak kişilerin ne işle meşgul olduklarını sormaları… Çoğunlukla "memur şartı" mümkünse tek çocuklu olmalarını öncelemeleri. Hatta bazılarının normal memura bile kiralamayıp çift maaşlı veya "hâkim, savcı, doktor, polis” gibi kiracı aramaları ne kadar etiktir? Mülkiyetlerinin vitrinine kocaman puntolarla “kurumsala kiralıktır” afişleri asanların veya hiçbir kurala uymayıp her yıl % 100’e 200’e varan artış talep ederek kiracıların ümüğünü sıkanların yaptığı ne kadar ahlakidir?
Elbette hiç kimseye “mülkünden kira alma” diye bir talep yapılamaz. Ancak avuç kadar olan Ağrı’da bile artık lokasyona göre kiraların belirleniyor olması. Yok, hastane manzaralı, üniversite civarı, oto gar arkası, çarşıya yürüme mesafeli, servis durağı yanı gibi özellikler sıralayıp konut fiyatlarına veya kiralarına uçuk bedeller istenmesi ne kadar vicdanidir? Şehrimizdeki kira fiyatlarının, bizden iklim, ulaşım, nüfus, sosyal ve ekonomik durum olarak çok daha avantajlı olan bazı illere göre daha yüksek olması ne kadar mantıklıdır?
Tabi bu ölçüsüz ve keyfi kira artışlarının en ağır bedelini tek geçim kaynağı çalıştırdığı iş yeri olan orta halli esnaf… Asgari ücretle zar zor geçinenler ile ücra mahallelerde kıt kanaat yaşayan gariban aileler ağır bir şekilde ödüyor.
Oysa kimi binasının duvarına “Yapı Benim, Mülk Allah’ın” diye kocaman yazı yazıp en fahiş kiraları almaktan çekinmiyor. Kimi işyerinin en görünen yerine “Rızkı Veren Allah’tır” tabelası asıp daha zam gelmeden ürün fiyatlarını yükseltmek için adeta elinde barkod makinasıyla dolaşıyor. Kimisi de mevcut kiracısından istediği yüksek kirayı alamayacağını görünce “oğlumu evlendirdim dairemi boşaltın. Kendim iş yeri açacağım kendinize başka dükkân bakın. ” gibi bahanelerle yeni ve yağlı müşteri arayışına çıkıyor. Bu doyumsuzlukları yüzünden ne gibi mağduriyetlerin yaşandığını hiç umursamıyorlar. İşte bu Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz güruh her geçen gün çoğalıyor.
Esasında toplumsal ahlaksızlığı tetikleyen önemli etkenlerin başında, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve insanların çoğunun faiz ve tefeciliğe bulaşmış olması geliyor. Çünkü bu durum, insanların karşılıklı güven, dayanışma, insaf ve merhamet duygularını yok ediyor. Yaşanan ağır ve kötü ekonomik koşullar yüzünden artık düşük gelirli insanların ev sahibi olması adeta hayal oldu diyebiliriz. Madem bu insanların çoğu en azından bu şartlarda bir ev sahibi olma ihtimalinden uzak. Bari fahiş kiralara maruz kalıp ezilmesinler. Devlet acilen bu sorunu çözecek adımlar atmalıdır. Kira artışlarında iki taraf için de hem hakkaniyetli rakamlar belirlenmeli hem de denetim mekanizması hızlı işletilmelidir.
Zira insanlar şu an, hemen her alanda yaşanan denetim ve yaptırım eksikliğinin sebep olduğu usulsüz, ölçüsüz ve keyfi işleyişten bıktı artık. Maalesef tüm sektörlerde akıl almaz şekilde farklı ve fahiş fiyat uygulamalarına şahit oluyoruz. Tabi ki işini adil ve merhametli yapanları tenzih ederiz. Ancak şunu söylemeliyiz ki birileri serbest piyasa adı altında tam bir soygun düzeni kurmuş. Ve maalesef bu durum kimi esnafların kepenk indirip iflas etmesine, kimi insanların da geçinememesine sebebiyet veriyor.
Geçen hafta Ağrı’nın en işlek caddesindeki birkaç esnaf kardeşimizle özellikle kira mevzusunu konuştum. Esnaf mülk sahiplerinin kira artışlarında hiçbir ölçüye uymadığından yakınıyor. Adeta bir orman kanunu işliyor. Kim kaça tutturduysa. Özellikle caddede adeta açık artırmayla kiraların belirlendiği söyleniyor. Yüzde üç yüzlere varan artışlar söz konusu. Bir esnaf kardeşimiz: “eskiden biz mülk sahiplerini işletmemizin yüzde 20-25 hissedarı gibi görüyorduk. Ancak geldiğimiz süreçte artık mülk sahipleri, vergi daireleri ve bankalar işletmelerimizin sahipleridir bizler ise sadece onlar için çalışan birer eleman durumuna gelmişiz.” Diyor.
Ne hikmetse herkes bu gidişattan şikâyetçi, ancak elini vicdanına koyup acaba benim de bu yanlışlarda payım var mıdır diye muhasebe yapan yok denecek kadar azdır? Oysa unutmayalım! Yapılan her yanlışlık, haksızlık ve merhametsizlik toplumsal çürümenin büyümesine sebep olmaktadır.
Yazıyı geçen günlerde sosyal medyaya düşen trajikomik bir haber ile bitireyim. Bir kiralık daire ilanında, ev sahibi tarafından istenen belgeler medyada gündem oldu.
3+1 dairesi olan mülk sahibinin notu şöyle: Dairemiz yalnızca kamu çalışanlarına veya memurlara kiralanacaktır diye yazılmış. Devamında ise daireyi kiralayacak kişilerden istenilen belgeler çok daha dikkat çekici olmuş. İşte ev sahibinin talep ettiği o belgeler:
KKB veya Findeks risk raporu
Önceki ev sahibinden alınmış “iyi niyet mektubu”
Eski kira kontrat bilgileri
Adli sicil kaydı
Maaş bordrosu…
Kasım Can 3 Gün Önce
Gardiyan, berber, bakkal, muhtar, emlakçı olmuş koca memleketi parmaklarında oynatıyorlar zerre kadar sermayesi olmayanlar şimdi şehirin zengini iş adamı olmuş tek suçlu bunlarmı hayır bunlara göz yuman denetim yapmayan ve duyarsız vatandaşında büyük katkısı var birde müslümanız ya
Gönlü gariban 2 Gün Önce
Kalemine gönlüne fikirlerine sağlık
Ağrı04 2 Gün Önce
Mülk Allah'ındır kurban olduğum Allah ev kiralarını 18 mil yar 25 milyara vermiyor ama ibret alın vicdan li olun bakın bu depremler birer ibretlik ama ders almıyorsunuz siz göreceksiniz ağrı da taş üstünde taş kalmayacak bunu bir yere yazın
Başına gelmeyen bilmez 2 Gün Önce
Benim bir dairem vardı kirası 1600, o yıl doğalgaz çektik 28 bin masraf oldu ödedim, zaman gelince yüzde 25 ten fazla yapmam dedi ben hiç olmazsa 2 bin değil 2500 olsun dedim hayatta olmaz dedi hatta fahiş fiyat isteyen ev sahibi olmakla suçlandım. Karşı daireleri 7 bin 10 bine veriyorlardı ki o kadar istemedim , adam çıkmam dedi, mahkeme verdim çıkaramadım, satacam dedim rezil kiracılı evi kimse almak istemedi, en sonunda çöp fiyatına birine verdim kurtuldum, varın siz düşünün
Kimin suçu 2 Gün Önce
Siyasal İslamcı tayfa ki İHH nin Ağrı şube başkanı, Faizci sistemi, ve enflasyon oranında kâr payı helaldir sisteminin mucidi siyasal dinciler dir. E kusura bakmayın, adam ev fiyatı ile helal kazanç kâr payını hesaplanacak tâbi tatlı faizi seçecek, sonra niye yatırım istihdam olmuyor diyeceksiniz. Ha adam faize karşıyım diyor en büyük faiz sistemini kuruyor, pavyona karşıyım deyip pavyon açmak gibidir