DÜNYAYI YOK EDECEK AKIM: "YENİ ZÜBÜKÇÜLÜK

DÜNYAYI YOK EDECEK AKIM: "YENİ ZÜBÜKÇÜLÜK

DÜNYAYI YOK EDECEK AKIM: "YENİ ZÜBÜKÇÜLÜK

Hep üzülmüşümdür neden bizim de dünyayı sallayan bir fikir akımımız yok diye. El âlemin liberalizmi ya da sosyalizmi var da bizde niye bir 'İZM' yok diye kahretmişimdir kendimi. Hiç olmazsa en azından şöyle birkaç heybetli kelimemiz olsaydı. Ne bileyim mesela fütürizm ya da konstrüktivizm gibi havalı üç beş kelime bulsak kötü mü olurdu sanki? Sonra bizim cenahtan birileri de pipolarıyla caka satsaydı Viyana'nın, Paris'in kültür - sanat kokan kaldırımlarında. Özellikle üniversite yıllarımda dünyayı kurtarma planları yaparken(!) bizde de bir falanizm - filanizm olsaydı fena mı olurdu dediğim çok olmuştur. Gerçi dünyayı kurtarmayı amaçlarken şimdi yakamızı bile kurtaramıyoruz ondan bundan. Ama işte gençlik hâli, illa bir şeyleri kurtarmak icap eder o yaşlarda. Anca sonraları öğreniyor insan önce bakkaldan, ev sahibinden ve mümkünse kıştan kömürden yakanı kurtarman gerektiğini. Çünkü bunlardan yakanı kurtarabilirsen zaten dünyayı kurtarmış gibi kahraman olursun. 

Her neyse, kader en sonunda benim bu hüznüme kulak vermiş olsa ki bizim de dünyayı etkileyen bir fikir akımımız olduğunu öğrendim. Adı Neo - Zübükizm ya da Türkçesi Yeni Zübükçülük. Bilirsiniz zübük kelimesinin ne demek olduğunu. Zaten doğrusunu söylemek gerekirse kelimenin pek bilinecek bir tarafı da yok. Çünkü "Zeybek" kelimesinden uydurulmuş çakma bir kelimedir. Kısaca tüm ne kadar rezillik varsa alayı bu zübük kelimesinin içinde vardır. Bu rezilliklerin neler olduğunu buraya yazmaya hacet yok, siz anlamışsınızdır. Bu kavramı dünyaya hediye eden şükürler olsun ki bizlerden biri,  Aziz Nesin'dir. Pek çoğumuz Aziz Nesin'in ünlü Zübük kitabını biliriz. Ya da pek çoğumuz merhum Kemal Sunal'dan biliriz demek daha doğru olur. Tıpkı Aşk-ı Memnu ya da Hanımın Çiftliği mevzuların da olduğu gibi. İşte bu Zübükçülük fikir akımının yepyeni versiyonu yani Neo - Zübükçülük  şu anda dünyayı kasıp kavurmaktadır. Ne alâka demeyin. Bakın dünyaya yön veren o bazı kudretli liderlere, birçoğu bu fikir akımına inanmış birer halk kahramanı olmuş durumda. En basitinden sürekli sallayıp duruyorlar. Yok şunu yapacağız, bunu edeceğiz diye akşama kadar üfürükten teyyare yapıp uçuruyorlar. Ağızlarından barış, halk, demokrasi eksik olmuyor. Kimisi Macron gibi Kudüs'e yüz sürüyor, kimisi de kutsal Roma - Germen şövalyesi havaları atıyor. Hatta elinden incili bırakmayanları bile gördük yakınlarda. Mesela kapı komşumuz olan şu kara kaşlı, kara gözlü atarlı delikanlı Miçotakis bile o yola girmişlerden biri. Hani daha önceki yazılarımın birinde bahsettiğim şu leğende gemi yüzdürmeyi seven arkadaştan bahsediyorum. Şimdi tek tek örnek vermeye kalksam işin içinden çıkamayız. Sadece politik figürlerle de iş bitmiyor ki hem. İş dünyası, sanat dünyası, spor dünyası ve bilcümle bilmem ne dünyası bu akıma gönül verenlerle dolup taşmış durumda. Anlayacağınız çıkarları için binbir türlü dolap çeviren insanlarla dolu dünya. Nasıl ki eski Zübük önce kasabayı sonra memleketi karıştırıyorsa, bu yeni Zübük'ler de önce kendi ülkelerini sonra da dünyayı karıştırıyorlar. Filmin sonu bizdeki film gibi mi olur bilinmez. Yani dünya bunların gerçek yüzünü görüp kendine gelir mi? Açıkçası pek sanmıyorum. Ama bu yeni filmin sonu ne olursa olsun; kesin olan şu ki, sövüşlenen yine gariban haklardan birileri olacaktır. Demedi demeyin, eninde sonunda dünyanın sonunu yepyeni zübükler getirecek. 

Kalın sefa ile...

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER