Kategoriler

Ağrı04Haber

Evet, ırkçı değiliz ama ahmak da değiliz!..

Türk ve Türkçe olan her şeye karşı 'yavuz ırkçı'nın ev sahibini bastırma pişkinliği bu… Veya olsa olsa hayalî ırkçılığa karşı adı konulmamış 'kontr-ırkçılık'… Bu yazıyı tekrar etmemizin sebebi, ülkede istila sürerken tavırlı hiç kimsenin ‘ırkçılık’ suçlamasından korkmaması içindir…

Varlığı, fetihler ve dolayısıyla başka kavimlerle temasla geçen Türk milletinin başka toplulukları izole edeceği 'getto'ları hiç olmadı... Zamanında o küçük sömürgeci Belçika'ya verilen Ruanda'daki gibi ırmaklarımızdan insan ölüleri akmadı...

Başka devletlerin kimlik bile vermediği, insan yerine koymadığı kavimlere biz 'Paşa'lıklar verdik... Kılıcımızın en keskin olduğu zamanda dahi 'adalet'ten ayrılmadık... Hiç gaz odalarımız olmadı; 'saf ırk yaratacağız' diye insanların gözlerine şırıngayla ilaç vererek, onları mavi gözlü yapmaya çalışan Doktor Mengelelerimiz de...

'Neslin sağlıklı devamı' için hasta, sakat ve zayıfların öldürülmesi gerektiğini savunan filozof ve bilim adamları yetiştirmedik, Batılılar gibi... Amerika kıtasını 'keşfettikten' sonra yaptıkları katliamları 'onların insan bile sayılamayacak kadar ilkel' oldukları gerekçesine sığdıracak çapta aşağılık tecrübemiz hiç olmadı...

Azteklerin, Mayaların, İnkaların mirası nerede? Kızılderililere ne oldu? Brezilya haricinde, Meksika'dan Arjantin'in güney ucunu kadar Orta ve Güney Amerika neden İspanyolca konuşur? Bu dilin fonetik yapısına bayıldıkları için mi? Ya da 190 milyonluk koca Brezilya, neden eskinin namlı sömürgecilerinden 10 milyonluk Portekiz'in dilini konuşur?

Fatih Sultan Mehmet bütün Haçlı tarihi boyunca eşine rastlanamayacak Bosna Kanunnâmesi'ni çıkardığı devirde, Batı'nın sömürgecilik ve ırkçılık ruhu pusuda başkaldırmayı bekliyordu... Biz ise nizam-ı âlem derdindeydik... Önceliğimiz her şart altında 'adâlet'ti...

Aman dileyene hiç vurmadık, yardım isteyen bütün mazlumlara elimizi uzattık... Bazen de "Yarın canımıza batar mı, batmaz mı?" diye hesaplamadan 'kıymık'ları kucağımızda taşıdık... Öyle komplekssiz ve rahattık ki, fethettiğimiz şehirlerin isimlerini bile değiştirmedik... Cami, köprü, kervansaray yaptık ama kale yapma ihtiyacı pek hissetmedik...

En acımasız, en vahşi saldırı altındayken bile 'biz' kalmayı becerdik... Çanakkale'de düşmanımıza su verirken, savaşta esirlere ve sivillere nasıl davranılacağını kurallara bağlayan Cenevre Sözleşmesi'nin imzalanmasına daha 35 yıl vardı...

Önceki yüzyılın başında coğrafyasının her tarafında yangınlar çıkarılırken, o yangınları bir mezalime çeviren etnik unsurların İstanbul'daki soydaşlarından intikam almayı aklımızdan bile geçirmedik, ne Ermeni'den, ne Bulgar'dan, ne Rum'dan...

Sefarad Yahudilerine İspanya dar edilirken de biz vardık el uzatan, 1991 Körfez Savaşı'nda Saddam Hüseyin'den kaçan Kürtleri topraklarında misafir edip, ekmek paylaşırken de... Şu çağda bile Güney Asyalı veya Afrikalı kaçak mültecileri topraklarına ayak basmadan imha etmek için Adriyatik'te veya Ege'de kurşunlayanlara hiç benzemedik...

Türklerin hâkimiyeti altındaki topraklar, tarih boyunca zulüm altında kalan ve kırılmakta olan kavimlere sadece 'misafirhane' değil, 'yurt' oldu; Çarlık Rusyası’nın kırımından kurtulmak için Kafkaslar'dan göçmek zorunda kalanlar gibi... Geleni ayırmadık, ötelemedik, paylaştık, yoldaş olduk, kardeş olduk...

'Ahali eğlensin' diye maymunlarla aynı kafeste gezdirilen Pigmelerimiz de, Aborjinlerimiz de olmadı... 'Zenci' kelimesinin Türkçe karşılığı hiç türetilmedi...

Türetilmezdi, çünkü tarihimizde, siyahların su içeceği ayrı musluklar yoktu, sonra eşitlik sağlıyoruz diye, siyah bir öğrenciyi üniversiteye kabul edip, sandalyesi sınıfın dışına konularak ders dinleme hakkı verilen Oklahoma örnekleri hiç yaşanmadı...

'Irkçılık' ve 'sömürgecilik' ancak güçlüyken hayata geçirilebilen kavramlar... Biz en güçlü zamanımızda bile bu kavramlardan uzak durduk, 'hak ve adalet'i esas aldık... Tarihin gördüğü en kanlı iki savaşı topraklarında başlatanların ideolojisidir, ırkçılık ve sömürgecilik... Ama kaderin garip tecellisi şimdi siyasî lejyonerler tarafından hesaba çekiliyoruz, "Irkçılık yapmayın" diye...

Türk ve Türkçe olan her şeye karşı 'yavuz ırkçı'nın ev sahibini bastırma pişkinliği bu… Veya olsa olsa hayalî ırkçılığa karşı adı konulmamış 'kontr-ırkçılık'… Bu yazıyı tekrar etmemizin sebebi, ülkede istila sürerken tavırlı hiç kimsenin ‘ırkçılık’ suçlamasından korkmaması içindir…

Evet, ırkçı değiliz ama ahmak da değiliz!..

Yorumlar

Oğuz Ozturk 2 Yıl Önce

Peki kadim çağlardan beri bu topraklarda yaşayan kürtere de ortaasyadan geldikten sonra uyguladığımız yasaklar, dayatmacı ve asimilasyoncu politikamız ne diyelim

1,5 milyon ermeniyi kim öldürdü 2 Yıl Önce

1,5 milyon ermeniyi 3000 yıllık topraklarında kim katletti, yoksa onlarıkuş gribi mi öldürdü, inkar edip ona buna hakaret etmek sadece suçlu psikolojisi dir ..

Yorumlar komik 2 Yıl Önce

Öntürkler binlerce yıldır anadoluda yaşadı zaten kimse sonradan gelmedi. Yorumdaki ermeniler tarihi pkk kampında okumuşlar sanirim

Daha Fazla Haber
AĞRI
3890 Kez Görüntülendi.
Ağrı Polisinin Hızlı Müdahalesi Olası Katliamı Önledi
AĞRI
2431 Kez Görüntülendi.
Baran Erden'den Teşekkür Mesajı
AĞRI
6251 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da Adliye çıkışı silahlı çatışma yaralılar var
AĞRI
1302 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da Sahte Para Operasyonu
AĞRI
819 Kez Görüntülendi.
Ağrı Şeker Fabrikası’ndan Ekonomiye Çifte Katkı
AĞRI
2241 Kez Görüntülendi.
Nihat Bulut'un Acı Kaybı
AĞRI
2169 Kez Görüntülendi.
Hacı Tarık Dursun Hayatını Kaybetti
AĞRI
3893 Kez Görüntülendi.
Ağrı'da Düğün Hazırlığı Ölümle Sonuçlandı
AĞRI
1312 Kez Görüntülendi.
ATSO'da Anlamlı Buluşma
AĞRI
2470 Kez Görüntülendi.
Ağrı M.E.M Emlak'tan Reklama Uygun Kelepir Arsa