Karaköse Acı Gurbet

Zeyit Haykır bu kez köyünden koparılıp gurbeti yaşadığı Ağrı'yı anlattı.

Karaköse Acı Gurbet

Sene doksanların henüz başı, köyde Güner abi ile kurduğumuz horoz dövüşü tezgahını Jandarma basınca, oralarda tutunamayıp acı gurbet Ağrı'ya göç etmek zorunda kaldık.
Ağrı'ya varınca Cezaevi mahallesinde bir artı sıfır sobalı bodrum kat kiraladık.
Burası küçük, insanların birbirini sevip saydığı şirin bir yerdi halkı mütevazi ve  yardım severdi. Birgün kapı çalındı ben abi valla cendermeler geldi dedim Güner abi gülerek korkma lan burada cenderme olmaz belki komşulardır ziyarete gelmişlerdir. Kapıyı açtım sahiden mahallenin sakinleri ellerinde hediyeler ile bizi ziyarete gelmişlerdi.
Sonradan isimlerini öğrendiğimiz Sefa Cezmi Ömer Murat ve Emrah sağolsunlar bize çok yardımcı oldular işte Sefa marangoz olduğu için bize masa getirmişti Cezmi eli boş Ömer ve Emrah bize ikişer torba yardım kömürü getirmişti içlerinde mermer dükkanı olan Murat ise bize bir parça mermer getirmişti murat niye böyle birşey yapmıştı bizde anlamamıştık sonra çay tanışma derken Sefa Güner abiye marangozda banada mermer dükkanında çalışma teklif etti bizde hemen kabul ettik vakit epey geç oldu müsaade isteyip ayrıldılar.
 
- Ben Abi artık katakulli işleri bırakalım. Ne güzel düzgün işimiz gücümüz oldu, sigortamızda yatacak asgari ücretten. İlerde emekli olunca tekrar köye döner patates ekeriz dedim.
Başta herşey çok güzel gidiyordu.
Artık sıradan  insanlar gibi poncik bir hayat yaşıyoruz derken, benim bir arsa meselesi için 15 günlüğüne köye gitmem gerekti, işler uzayınca da iki ay geri dönemedim.
Dönüşte köyden herkese organik Toraq getirmiştim.
Mahalleye girdiğimde o neşeli keyifli insanlar bana öfke ve nefretle bakıyordu. Ama Cezmi abinin gözleri daha bir tuhaf bakıyordu hatta bakamıyordu.
Abi ne oldu senin gözler diye sordum, Güner abine sor o daha iyi bilir dedi. 
Bende oradan ayrılıp hemen Ömer ustanın yanına koşup ben yokken  neler olduğunu sordum.
Ömer usta getirdiğim Organik Toraqtan bir parça alıp anlattı bütün olup biteni.
Meğer ben ayrılır ayrılmaz Güner abi bizim bodrum katta kaçak Atari salonu açmış yeşil kartı iptal olmasın diye  Sefa'yı kandırıp dükkanı onun üzerine yapmış vergi borcu elektirik borcu derken Sefa'ya kabarık bir fatura kesmişler. Murat'ı da mermer işinde para yok gel benim atari salonuna ortak ol deyip adamın tüm paralarını alıp sırra kadem basmış.. Cezmi'nin gözleride ki sıkıntının nedenini hiçbir zaman öğrenemedim. Gizemli bir olay olarak kaldı..
İşte Sonra bende mahalle baskısına dayanamayıp köye dönüp organik patates işine girdim..En azında bu macerandan dayak yemeden kurtulmuştum...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali Hoca
Ali Hoca - 11 ay Önce

Eeee, sonra? Başlangıç güzeldi. Hikaye Aydın havası oldu.

SIRADAKİ HABER