MÜSAADENİZLE BİRAZ FAKİRLİK EDEBİYATI YAPACAĞIM!!!

MÜSAADENİZLE BİRAZ FAKİRLİK EDEBİYATI YAPACAĞIM!!!

MÜSAADENİZLE BİRAZ FAKİRLİK EDEBİYATI YAPACAĞIM!!!

Fakirlik edebiyatı… Her kim ya da kimler bu kavramı bulmuşsa aklını epeyce çalıştırmış olmalı(!) İlaveten, bunu bulan vatandaşlar, tuzu kuru birileri olmalı ki, yoksulluğun acısından zerre nasiplenmemişler. Şimdi onların gözüyle fakirlik edebiyatı yapayım biraz.

Muhtemelen onlara göre, dünyanın en güzel şeyidir yoksulluk. Hele ki zemheride ayrı bir güzeldir. Şöyle aç bir bedene bir de soğuk işlediğinde insan ayrı bir huzurlu oluyor. Ellerin daha çok morarıyor, midene o kadar anlamlı ağrılar giriyor ki. Hatta bütün hücrelerin türküler söylüyor, şiirler dinletiyor cihana(!)

Ama galiba yoksulluğun güzelliği burada bitmiyor ki onlar için! Mesela anne babaysan eğer, yarı aç olarak çocuklarını soğuk yatağa yatırmak müthiş bir bahtiyarlıktır. Onları üşümemesi için sarmak yok mu? Yeme yanında yat bu demektir herhalde. Hele ki, o çocuklar senden bir şey istediğinde yalan söylemek durumunda kalmak var ya; anlatılmaz bir huzurdur o. Ya da daha güzelini diyeyim size. Söz gelimi evlatların senden bir şey ister. Ama sende on para yoktur. Çıkarsın o güzelim ayazda, şöyle başın aşağıda dolaşırsın, yerin dibine girecek gibi olursun ya; hangi duygu bu kadar harikulade olabilir yahu? Bitmedi daha… Bir lokmayı evlatlarına yedirmek için akşama kadar onun bunun o tatlı, o cânım ağız kokusunu çekmek kadar neşe verici kaç duygu vardır acaba? Yahut, sen açken çocukların doysun diye tok olduğunu söylemek fevkalade bir histir.

Umuyorum ki, yukarıda yazdıklarımla fakirlik edebiyatına iyi bir giriş yapabilmişimdir(!) Devam edeyim o zaman fakirlik edebiyatına...

Yoksulluğu bu seviyede yaşayınca çok da erken ölürsün haliyle. Ne güzel bir şeydir erken ölmek! Şöyle kırklı yaşların başında en süründüreninden tatlı bir kansere yakalanmak gibisi var mıdır? Sen bir deri bir kemikken üç beş yavrun kocaman gülücüklerle sana bakıp mesut olacaklar. Ya da kim istemez üç kuruşa çalıştığın bir inşaatın bilmem kaçıncı katından düşmeyi; ve düştükten sonra parça parça olmayı. Ee ama bununla da bitmiyor ki! Arkada bıraktığın öksüzlerin onun bunun elinde güzelce bir ezilecekler, belki en kocamanından kötekleri bir çiçek gibi kulaklarında taşıyacaklar. Anlat anlat bitmez yoksulluğun güzel taraflarını(!)

Sanırım birilerinin fakirlikten anladığı şeyler bunlar olsa gerek. Zira fakirlik edebiyatı dediklerine göre bunları kastediyorlar galiba. İnanın bana, benim aklım edebiyatın başka türlüsüne hiç ermedi; ve umarım bundan sonra da ermez! Şimdi o birileri zenginlik edebiyatı yapsınlar da bizim de gönlümüz şad olsun azıcık(!)

Kalın sefa ile...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hazan a cevap:)
Hazan a cevap:) - 2 yıl Önce

Zenginliğin duyguları bitirdigini de nereden çıkardınız?malesef parayla saadet olmaz eski bir nostaljik melodi olsa gerek.ver bakalim fakire zenginliği duyguları bitiyor mu diriltiyor mu?

hazan
hazan - 2 yıl Önce

zenginliğin edebiyatı olmaz. çünkü zenginlik duyguları bitirir

SIRADAKİ HABER